Sosyal Fobi Nedir?
- Uzm. Psk. Betül Özdemir
- 18 May 2016
- 2 dakikada okunur

Sosyal fobi, kişinin sosyal ortamlarda yeni insanlarla etkileşim kurmaktan veya sosyal performans gerektiren herhangi bir olaydan aşırı derece korku duyması olarak özetlenebilir. Genellikle kişi rezil olma veya eleştirilme korkusu yaşar. Kişi kendine çok fazla odaklanır.
Yapılan araştırmalar, sosyal fobiklerin diğer insanlara göre sosyal tehditlere daha fazla odaklandıklarını öne sürmektedir. Bu kişiler onlara gülen, eleştiren veya herhangi bir şekilde negatif bildirim veren insanlara karşı daha hassastırlar. Örneğin, psikolojik bir araştırmada, sosyal fobi teşhisi konmuş bireylerle herhangi bir sosyal fobisi olmayan grup karşılaştırılmıştır. İki grup da önce “onaylayan” ve “eleştirel” insan yüzlerini hafızada tutmaya çalışmıştır. Daha sonra bu yüzlerden ne kadarını hatırladıkları test edilmiştir. Sosyal fobik grup diğer gruba göre anlamlı derece daha fazla reddeden yüz ifadesi hatırlamıştır. Bu da sosyal fobiklerin sosyal tehditleri algılamada daha hassas oldukları tezini doğrulayabilir.
Sosyal fobi genellikle ne gibi durumlarda ortaya çıkar?
Topluluk içinde konuşma, sunum yapma
Yeni insanlarla tanışma veya çok iyi tanımadığı insanlarla sosyal etkileşimde bulunma
Flörtleşme
Başkalarının karşısında yeme, içme veya yazı yazma
Başkalarıyla görüş ayrılığına düşme
Alışveriş yapma
Kişi zorlandığı bir sosyal ortama girdiğinde sıklıkla ortaya çıkan düşünceler:
Kesin rezil olacağım.
Karşımdaki aptal veya garip olduğumu düşünebilir.
İnançlar:
Herkes tarafından onay görmeliyim.
Herkes beni sevmeli.
Mükemmel olmalıyım, konuşurken hiç hata yapmamalıyım.
Karşımdakine iyi bir izlenim bırakmak zorundayım.
Kaygımı karşı tarafa kesinlikle belli etmemeliyim.
İnsanların düşünceleri benimle ilgili gerçeklerdir.
Bu düşüncelerin sonucu olarak kişide bazı fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlar:
Terleme
Kalp çarpıntısı
Ellerin veya sesin titremesi
Konuşamama, kekeleme
Yüz kızarması
Ortaya çıkan fizyolojik belirtilerin ve negatif bilişlerin sonucu olarak bu kişilerde sosyal ortamın “tehlikeli, tehdit edici” olarak algılanması durumu ortaya çıkar. Bu da durumla baş edebilme gücünü düşürmekte ve anksiyeteyi tetiklemektedir. Ayrıca, bu düşüncelerin ve yaşanan anksiyetenin sonucu olarak kişide sosyal ortamlara girmeme, sosyal performans gerektiren görevlerde yer almama gibi kaçınma durumu ortaya çıkabilir. Terapistin rolü kişinin farkında olmadan geliştirdiği ve gerçekle alakası olmayan bu inançları danışana gösterip bunları daha gerçekçi olanlarla değiştirmesini sağlamaktır. Ayrıca sosyal fobi hakkında psikoeğitim ve aşamalı maruz bırakma terapileri de sosyal fobinin tedavisinde etkili olmaktadır. Aşamalı maruz bırakma, kişinin fonksiyonel olarak rahat olmadığı ve anksiyete yaşadığı ortamlara kişiyi aşamalı olarak alıştırmaktır. Bu verilen ödevlerle veya rol oynama yöntemiyle sağlanabilir. Aşamalı maruz bırakma danışanın ihtiyaçlarına ve anksiyete yaşadığı sosyal ortamlara göre terapistle beraber belirlenir.
Sosyal fobi her sekiz kişiden birinin hayatının belirli dönemlerinde karşılaştığı oldukça yaygın bir problemdir. Eğer kişi bu sorunların hayat kalitesini düşürdüğüne inanıyorsa mutlaka profesyonel destek almalıdır çünkü tedavi edilmezse bu durum uzun yıllar sürebilir.
Uzm. Psk. Betül Özdemir
Comments